Netflix kataloğunun en çok ilgi gören türlerden biri olan korku sineması, insanlığın temel korkularını toplumsal ve politik travmalarla harmanlayan zengin bir anlatı alanı sunar. Her dönem kendine sadık bir izleyici kitlesi bulmayı başaran bu tür, sinema salonlarını doldurmaya istikrarlı bir şekilde devam ediyor.
Oldukça geniş bir korku kataloğuna sahip olan Netflix, içeriklerinde folk horror’dan slasher’a, psikolojik korkudan doğaüstü korkuya pek çok farklı alt türe yer veriyor. Bu listede platformun en çok izlenen ve sevilen korku filmlerinden bir seçki hazırladık. Netflix’te izleyebileceğiniz en iyi on korku filmine bu sayfadan erişebilir ve onları Türkiye’de hangi streaming platformlarında bulabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Before I Wake (2016)
Netflix’in popüler korku dizilerinden The Haunting of Hill House ve The Haunting of Bly Manor’un yaratıcısı Mike Flanagan imzalı Before I Wake, rüyaları ve kabusları gerçek olan bir çocuğa odaklanıyor. Oğullarını kaybeden Jessie ve Mark çifti, Cody isimli sekiz yaşında bir çocuğu evlat edinir. Çift, çok geçmeden Cody her uyuduğunda ortaya çıkan korkutucu gerçeğin farkına varır. Cody rolünde Room filmindeki performansıyla büyük beğeni alan Jacob Tremblay’ın yer aldığı filmde, Jessie-Mark çiftini ise Kate Bosworth ve Thomas Jane canlandırıyor. Flanagan, Cody’nin bilinçdışını yansıtan rüyaları ve duyguları değiştikçe daha da korkunç hale gelen kabuslarını detaylı mizansen tasarımı yardımıyla başarılı bir şekilde “dışavuruyor”.
Cargo (2017)
Netflix orijinal yapımı zombi filmi Cargo, 48 saat içinde insanları zombiye dönüştüren bir virüsün ele geçirdiği post-apokaliptik bir dünyada geçiyor. Avustralya’yı mesken tutan hikâye, kızlarını virüsten korumaya çalışan Andy ve Kay’in ölüm kalım mücadelesini takip ediyor. Medeniyetin çöküşüne şahit olan Andy, sırtında bebek yaştaki kızıyla birlikte kırsalda zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Başrolünde Sherlock, Hobbit serisi ve Fargo dizisiyle tanıdığımız usta oyuncu Martin Freeman’ın yer aldığı film, prömiyerini Adelaide Film Festivali’nde yapmış, ardından Netflix üzerinden dünya çapında gösterime girmişti. Yönetmenler Ben Howling ve Yolanda Ramke’nin 2013 tarihli kısa filmlerinden uyarladıkları Cargo, özellikle arka plandaki uçsuz bucaksız Avustralya manzaraları, Freeman’ın ustalıklı performansı ve karakter odaklı öyküsüyle beğeni toplamıştı.
Gerald's Game (2017)
Gerald’s Game, Netflix’in özellikle korku türündeki favori yönetmenlerinden Mike Flanagan imzalı bir başka psikolojik korku-gerilim. Stephen King’in 1992 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan Gerald’s Game, kocası seks sırasında ölünce bağlı olduğu yatakta mahsur kalan bir kadına odaklanıyor. Filmin başrolünde, yine Flanagan imzalı The Haunting of Hill House ve The Haunting of Bly Manor dizilerinden tanıdığımız Carla Gugino yer alıyor. The Haunting of Hill House’daki meşhur cenaze sahnesiyle kendini kanıtlayan Flanagan, kısıtlı mekânda gerilim yaratmak konusundaki ustalığını Gerald’s Game’de de gösteriyor. Filmin ilk kurgusunu izleyen Stephen King, filmi “hipnotize edici, ürkütücü ve harika” bulduğunu söylemişti.
The Babysitter (2017)
Netflix’in sevilen serilerinden The Babysitter, slasher türünün genellikle kurban olarak resmedilen çocuk bakıcısı figürünü katil yapan ters köşe bir korku. Başrolünde günümüzün “çığlık kraliçelerinden” Samara Weaving’in yer aldığı yapım, satanist bir kültün tehdidi altındaki Lewis ve onu öldürmeye çalışan bakıcısına odaklanıyor. Charlie’s Angels, Terminator Salvation ve This Means War gibi filmleriyle tanınan Joseph McGinty Nichol’un yönettiği The Babysitter’ın senaryosu ise, son olarak No One Will Save You filmine imza atan Brian Duffield’e ait. Scream serisi kadar bariz bir parodi olmasa da, yer yer komedi öğeleri de taşıyan hikâye, 2020’de gösterime giren The Babysitter: Killer Queen’le devam etti.
The Ritual (2017)
Bir başka Netflix orijinal yapımı olan The Ritual, doğaüstü öğeler taşıyan bir folk horror. İsveç’teki bir ormanda geçen hikâye, yürüyüşleri sırasında kadim ve karanlık bir güçle karşı karşıya gelen dört arkadaşa odaklanıyor. Adam Nevill’in aynı adlı romanından uyarlanan yapımın yönetmen koltuğunda ise, korku türündeki işleriyle ve özellikle The Signal filmiyle tanınan David Bruckner oturuyor. Romanya’daki Karpat Dağları'nda çekilen film, özellikle gerilimin doruğa ulaştığı gece sahneleri ve İskandinav folklorunu anlatısına ustalıkla yedirişiyle dikkat çekmişti. Dünya prömiyerini 2017 Toronto Film Festivali’nde yapan film, hemen ardından Netflix’te gösterime girdi.
The Platform (2019)
Netflix’in en çok ses getiren orijinal yapımlarından biri olan The Platform, distopik öğeler de barındıran, alegorik bir İspanyol korku-gerilim filmi. Oldukça büyük ve görkemli bir kulede geçen film, her ay yalnızca belirli bir miktar yemek verilerek hayatta kalmaya çalışan suçluların vahşi kapitalist dünyasında geçiyor. Bu hiyerarşik mekân kullanımı üzerinden, altı kalın çizgilerle çizilmiş bir kapitalist sistem eleştirisine ve alegorik bir anlatıma soyunan film; mizansen tasarımı ve gerilim dolu hikâyesiyle büyük beğeni toplamıştı. İspanyol yönetmen Galder Gaztelu-Urrutia’nın ilk uzun metrajı olan The Platform, tıpkı bir başka Netflix “hiti” Squid Game gibi beklenmedik bir ilgiyle karşılandı ve Netflix’in en çok izlenen filmlerinden birine dönüştü.
Velvet Buzzsaw (2019)
Nightcrawler filmiyle tanıdığımız yönetmen Dan Gilroy imzalı Velvet Buzzsaw, güncel sanat dünyasında geçen ve kan revan dozu yüksek bir kara komedi-korku. Prömiyerini 2019 Sundance Film Festivali’nde yapan filmin oyuncu kadrosunda Jake Gyllenhaal, Toni Collette, Natalia Dyer ve John Malkovich gibi isimler de yer alıyor. Gilroy’un Robert Altman klasiği The Player’dan esinlendiği film, çok karakterli ve bol sürprizli bir anlatı yapısına sahip. Morf Vandewalt isimli bir eleştirmenin hikâyesiyle başlayan film, ölü bir sanatçının eserlerlerinin ele geçirilmesiyle harekete geçen bir tür laneti konu alıyor. Gilroy’un önceki filmlerinden farklı olarak hicivli bir üslubun ağır bastığı film; güncel sanat dünyasına ve sanatın sermayeyle olan ilişkisine dair eleştirel bir anlatı kuruyor.
His House (2020)
Korku türünün kodlarını postkolonyal bir bakışla eğip büken His House, Güney Sudan’da İngiltere’ye göçen mülteci bir çifte odaklanıyor. Afrika kökenli İngiliz yönetmen Remi Weekes’in ilk uzun metrajı olan film, prömiyerini 2020 Sundance Film Festivali’nde yapmıştı. “Perili ev” yapısını, doğaüstü ve psikolojik öğeleri bir araya getirerek yeniden yorumlayan Weekes; kabuslar ve halüsinasyonlar aracılığıyla bizi yer yer karakterlerinin geçmişlerine götürüyor. His House, İngiltere’yi medeni bir kurtarıcı olarak değil, sömürgeciliğin ruhsal ve bedensel travmalarının açığa çıktığı bir tür alegorik kabus mekânı olarak kuruyor. Film, hem gerilim dolu atmosferi hem de başrollerdeki Wunmi Mosaku ve Sope Dirisu’nun performanslarıyla büyük beğeni toplamıştı.
Fear Street: Part One - 1994 (2021)
Netflix kataloğundaki bir başka korku serisi Fear Street’in ilk filmi olan Fear Street: Part One - 1994, doğaüstü öğeler de içeren bir neo-slasher. Bir üçleme olarak tasarlanan filmin ikinci ve üçüncü filmleri Part Two: 1978 and Part Three: 1666 ise yine 2021 yılı içinde Netflix üzerinden izleyiciyle buluştu. Üçlemenin yönetmenliğini, yine korku türündeki ilk filmi Honeymoon ile bilinen Amerikalı yönetmen Leigh Janiak üstleniyor. R. L. Stine’nın aynı adlı kitap serisinden uyarlanan film, kasabalarında yaşanan korkunç cinayetleri çözmeye çalışan bir grup gence odaklanıyor. Gençler, araştırmaları sırasında kasabalarına çok uzun yıllardan beri varolan, karanlık bir gücün musallat olduğunu fark ediyorlar. Fear Street serisi, Amerikan korku sinemasının 70’lerde yükselişe geçen “banliyö” türü slasher’ı, başarılı bir şekilde günümüze taşıyor.
Run Rabbit Run (2023)
Netflix’in yakında dönem korku filmlerinden Run Rabbit Run, önceki hayatından anılar hatırlamaya başlayan küçük bir kız ve annesine odaklanıyor. Başrolünde Succession dizisinin yıldızı Sarah Snook’u izlediğimiz film, bir başka korku klişesi olan “çocuktan al haberi” temasını kendine has bir biçimde ele alıyor. Avustralya yapımı filmin senaristi Hannah Kent, hikâyeyi kaleme alırken “önceki hayatını” hatırladığını iddia eden İskoç bir çocuğun gerçek hikâyesinden esinlenmiş. Anne-çocuk ilişkisinin zaman zaman karanlıklaşan psikolojik dinamiklerini ele alan ve bunu yaparken korku türünün görsel ve anlatısal araçlarından beslenen film, akla The Babadook ve Hereditary gibi benzer temadaki yapımları da getiriyor.
Netflix’in en popüler korku filmlerini Türkiye’den çevrimiçi izleyin
Netflix’teki en popüler on korku filmini Türkiye’den nereden izleyebileceğinizi merak ediyorsanız doğru adrestesiniz. JustWatch ekibinin hazırladığı bu rehberi inceleyerek çeşitli streaming platformlarındaki kiralama, satın alma ve abonelik hizmetlerinden dilediğinizi seçebilirsiniz.