Başrolüne Jeremy Allen White’ı taşıyan ve üst düzey bir şefin ailesinden kalma eski bir restoranı ayağa kaldırma çabasını izlediğimiz The Bear, birçoğumuzun restoran mutfaklarına bakış açısını değiştirdi. Stres dozu her daim yüksek olan işlerini her koşulda büyük bir tutkuyla yapması gereken mutfak çalışanlarının kaotik dünyasına bizi tam ortasından sokan dizi gastronomiye dair de yepyeni bir merak uyandırmış durumda.
Fakat elbette sinemanın ezelden beri ilgili olduğu bir konu bu. Şeflerin, dünyanın farklı noktalarındaki gastronomi kültürünü filmlerin merkezine yerleştiğini daha önce defalarca izledik. Bu rehberde The Bear’ın ağzımızda bıraktığı dinamik ve haz yüklü lezzeti sürdürme garantisi sunan 8 filmi ve bu filmleri hangi platformlarda izleyebileceğinize dair tüm bilgileri bir araya getiriyoruz.
Tampopo (1985)
Sinemada mutfak denilince ilk akla gelen yapımlardan, kült klasik Tampopo seyircisini dünyanın en popüler gastronomi kültürlerinden birine sahip olan Japonya’ya götürüyor. 1985 yılında Juzo Itami’nin yazıp yönettiği bu klasik, eski bir aile işletmesi olan noodle dükkânıyla yolu kesişen bir kamyon şoförünü yemek ve sevginin açtığı yollardan takip eden bir komedi filmi. Zor günler geçiren eski dükkânın ayağa kaldırılma çabası olarak da işleyen filmin merkezinde elbette yemek sevgisi var. Sinema tarihçilerinin “spaghetti western” ifadesinden yola çıkarak “ramen western” adını verdikleri ve bir “tür” yakıştırması yaptıkları bu film, The Bear’ın anlattığı hikâyenin evrenselliğini dile getirmek ve benzer bir hikâyeyi bambaşka gözlerle izlemek için bire bir.
Ratatouille (2007)
Bir kuşağın mutfağa bakış açısını baştan aşağı değiştiren ve edindiği popülerlikle pek çok genç insanın şefliğe merakının sebepleri arasında olan animasyon klasiği Ratatouille elbette bu listenin doğal katılımcılarından. Filmde Paris’te, önemli bir restoranda çöpçü olarak çalışan Alfredo ile şef olma hayallerine sahip fare Remy’nin sıradışı ortaklığını takip ediyoruz. Ratatouille, gerek ismini aldığı klasik Fransız mutfağı tarifini anlatma şeklindeki enerji gerek beklenmedik hayalleri gerçekleştirme hikâyesindeki seyir zevkiyle 2000’ler anaakım sinemasının önemli filmlerinden birisi oldu. Kazandığı 5 Oscar adaylığıyla o dönem bir animasyon filmin edindiği Oscar adaylığı rekorunu kıran film En İyi Animasyon dalında da Oscar heykelciğine uzanmıştı.
Boiling Point (2021)
2021 yapımı İngiliz filmi Boiling Point, mutfağın kaosuna ve zamanın her daim fazlasıyla hissedilir olduğu ortamına estetik bir denemeyle yaklaşıyor. Tamamı tek planda çekilen Boiling Point, şehrin önemli restoranlarından birinde yaşanan olağan bir geceyi restoranın baş şefi Andy Jones’u merkeze koyarak takip ediyor. Olağan ve alışıldık bir curcuna içerisinde bir yandan restoranın sorunsuz şekilde işlemesini sağlarken karakterlerin günlük hayatlarından sızan dertleri erteleme macerasını takip ettiğimiz film güçlü bir zaman duygusu ve beklenmedik yerlerden gerilim unsurları üreten dinamik yapısıyla öne çıkıyor. Gösterime girmesinin ardından seyirci tarafından oldukça sevilen film 2023 yılında aynı adla bir mini diziye de uyarlanmıştı.
Pig (2021)
Mutfak denilince ilk akla gelen şeylerden birisi de elbette kafamızda birçok farklı örneği olan karizmatik şefler. Michael Sarnoski’nin yazıp yönettiği 2021 yapımı film Pig, bu karizmatik şef algısına getirdiği farklı yaklaşımla öne çıkıyor. Nicolas Cage’in canlandırdığı Rob, geçmişte önemli restoranlarda şeflik yapmış biri. Sonrasında kendine “trüf avcılığı”, yaptığı gözlerden uzak bir hayat kurmuş. Bu işi yaparken önem teşkil eden ve ormandaki hayatında ona dostluk eden domuzun bir gün kaçırılmasıyla Rob’un hayatı da geçmişe doğru çekiliyor ve kaçırılan domuzunun peşinden şehre geri dönüyor. Gastronomi dünyasına ve şeflerin hayatına madalyonun öteki yüzünden bakan Pig, yalnızca gastronomi meraklılarının değil iyi bir hikâyeden hoşlanan herkesin ilgisini çekebilecek bir yapım.
Chef (2014)
Genel olarak oyunculuk kariyeriyle tanınan Jon Favreau’nun yazdığı, yönettiği, yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği Chef mutfakta geçen bir yeniden doğuş ve kendini yeniden bulma öyküsü. Ünlü ve başarılı bir şef olan Carl Casper’in popüler bir restorandaki işini kaybetmesinin ardından mutluluğu başka bir mutfakta, seyyar bir yemek kamyonunda bulmasını takip ediyoruz Chef’te. Her anlamda tam bir seyirci dostu film olan Chef, gerek insan doğasına şefkatli yaklaşımı gerek Sofía Vergara'dan Scarlett Johansson'a, Dustin Hoffman'dan Robert Downey Jr.'a uzanan albenili cameo listesiyle seyircisine keyifli bir seyirlik vaat ediyor. Gastronomi meraklılarının her daim en sevdiği filmlerden biri olduğuna da şüphe yok.
The Menu (2022)
Gastronomi dünyasının en uç noktasına, “fine dining” tabirinin tam ortasına hem cazibeli hem de eleştirel bir gözle dalan The Menu bu gastronomi unsurlarını gerilim sinemasının kodlarıyla kullanıyor. Üst düzey şef rolünde Ralph Fiennes’ın yer aldığı filmde, bu şefin neredeyse performans sanatını andıran bir doğrudanlıkla kurgulanmış restoranına gelen çift rolünde de Anya Taylor-Joy ve Nicholas Hoult’u izliyoruz. The Menu, endüstriyel mutfağın özündeki katı hiyerarşiyi, tek patron adam işleyişinin baskıcılığını ve epey saldırganlaşabilen hizmet tatminini gerilim unsurları olarak kullanıyor. Yönetmenliğini Mark Mylod’un, senaristliğini ise Seth Reiss ve Will Tracy’nin üstlendiği film gerilim filmlerini sevenler için kaçırılmaması gereken bir tercih.
The Taste of Things (2023)
2023 yılında Cannes Film Festivali’nin ana yarışmasında gösterilen ve burada En İyi Yönetmen ödülünü kazanan The Taste of Things, 1889 yılının Fransa’sında gastronomik bir yolculuğa çıkarıyor seyircisini. Yönetmenliğini Trần Anh Hùng’un üstlendiği, başrollerinde Juliette Binoche ve Benoît Magimel’in yer aldığı film, elit bir gurme ve onun hizmetinde çalışan başarılı bir aşçının aşk, dostluk ve iş ortaklığı arasında gidip gelen tutkulu, değişken ve geçişken ilişkisini takip ediyor. Bunu yaparken de mutfağın bütün ritüellerini, senkronizasyonunu ve estetiğini görsel bir senfoniye dönüştürüyor âdeta. Kimilerinin çok sevdiği, kimilerininse bu senfoniyi hikâye içeriğinden bir miktar kopuk bulduğu The Taste of Things, gastronomi severlerin ilgisini fazlasıyla hak ediyor.
La cocina (2024)
Geçtiğimiz yıl dünya prömiyerini Berlinale’de yapan ve Museo filmiyle tanıdığımız Meksikalı yönetmen Alonso Ruizpalacios’un yönetmenliğini üstlendiği La cocina da gözünü bir restoran mutfağına diken filmlerden. Sakin, huzurlu ve steril restoran ortamıyla alabildiğine karmaşanın hâkim olduğu mutfak arasındaki kontrastta mekik dokuyan filmin merkezinde ise bu mutfakta çalışanlar ve onlar arasındaki ilişkiler var. Siyah-beyaz sinematografisiyle zamansız bir his yaratan ve mutfağın gerilimini yer yer şiddete de varan uçlarda işleyen La cocina’nın esas gücü ise ufak anlardan devşirmeye çalıştığı yumuşak duygularda yatıyor. Raúl Briones ve Rooney Mara’nın birbirine âşık iki mutfak çalışanını canlandırdığı film The Bear’ın gerilim ve duygusal inceliği bir arada barındıran dünyasına yakın bir deneyim vaat ediyor.
Mutfak ve gastronomiyle ilgili en iyi 10 filmi Türkiye’den çevrimiçi izleyin
JustWatch ekibinin hazırladığı streaming rehberi sayesinde endüstriyel mutfak yaşantısı ve gastronomi kültürü hakkında üretilmiş en iyi filmleri ve onları hangi platformlarda izleyebileceğinizi öğrenin. Dünyanın en büyük streaming rehberi olan JustWatch’ı kullanarak Prime Video, Disney+ ve MUBI gibi diğer platformlardaki içeriklere de göz atabilirsiniz.