“Thirteen Ghosts""u çekerken çok eğlendim çünkü son derece camp ve absürt bir havası vardı. Tony Shalhoub ve Matthew Lillard'la çalışmak çok keyifliydi. Gerçekten çok eğlenceli bir ekipti. Bakın, ne kadar ciddi bir oyuncu olursanız olun, bazen sadece keyfinize göre takılabileceğiniz bir projede yer almak insana çok iyi geliyor. İyi bir ödeme aldım ve (spoiler uyarısı) sonradan ezebilmek adına kafamın kalıbı çıkarıldı. Melodramatik olma ve şapşal şansına sahiptim. “Thirteen Ghosts” katıksız bir eğlence vadediyor. Eski usul ucuz korku filmlerine getirilen büyük bütçeli yorumların harika bir örneği ve bu tarz filmler daima seyircide yankı bulur. Çok iyi bildiğiniz o eğlenceli saçmalıklar işte! Patlamış mısırınızı alın, ışıkları kapatın ve bu deneyimin tadını çıkarın.

Bu filmi, otobiyografiyi çok sevdiğim için çektim. Ustalıkla kaleme alınmış bir metindi. Hem eğlenceli hem de trajik yönleri olan, son derece çok boyutlu karakterler vardı. Bu hikâyeyi sıra dışı bir şekilde hayata geçirebileceğimi hissettim. Ben de Güney Afrika’da büyüdüm; dolayısıyla çocukluğumla birçok paralellik taşıyordu. Umarım izlerken tarihle ilgili bilgiler de edinirsiniz çünkü burası insanların pek hakkında bilgi sahibi olduğu bir bölge değil.Ayrıca bir çocuğa odaklanma tercihimdeki sembolizmi de görebileceğinizi umuyorum. Çocuklar çevrelerindeki travmalara tanıklık eder, belli yönlere çekilir, onlara bazı şeyler söylenir ve onlar da tüm bunları içselleştirirler. Umarım bu hikâye, gelecek kuşaklara dünyayı, kendilerinden önceki kuşakların yaptığı gibi yıkmak yerine onarmaları konusunda yol gösterir.