Frank Herbert’ün ilk olarak 1965’te yayımlanan ikonik bilimkurgu romanı Dune, birçok anlamda bilimkurgu edebiyatını baştan sona değiştirdi. Dune romanı yayımlandığı ilk dönemden itibaren ciddi bir popülerlik kazanmış, dönemin uzay istilası tahayyüllerinde (Ay’da rastlanan bazı bölgelere ismi verilecek kadar) önemli bir pozisyona oturmuştu. Pek çok farklı esere ilham kaynağı oldu, olmaya da devam ediyor. Star Wars serisi başta olmak üzere bu dönemden itibaren üretilmiş hemen her epik anlatı bir şekilde Dune’la karşılaştırıldı ya da ona benzetildi.
Dune’un sinemaya uyarlanma macerası da başlı başına bir tarih olma özelliği taşıyor. Dune 1965’ten bu yana birçok kez sinema ve televizyona uyarlandı fakat bir türlü istenilen etkiyi yaratamadı. 2021 yılında başlayan Denis Villeneuve’lü film serisi ise şu ana kadar yapılmış en başarılı uyarlama konumunda. 2026 yılında seyirciyle buluşması beklenen üçüncü film yaklaşırken bu tarihe bakıyoruz ve bütün Dune uyarlamalarını bir araya getiriyoruz.
Dune yapımlarını izlerken hangi sırayla ilerlemek gerektiği de önemli sorulardan biri. Bu zamana kadar bu anlatının farklı noktalarına odaklanan uyarlamalar yapıldı. Dolayısıyla ilk bakışta kronolojik bir sırayla gitmek mantıklı gibi görünebilir. Fakat bütün bu yapımlar farklı dönemlerde farklı kişilerin elinden çıktığından bir miktar karmaşa söz konusu. Bu sebepten aşağıda sıralayacağımız film ve dizileri yapım yıllarına göre takip etmek daha doğru olacaktır. Fakat bu yolculuğu hikâye odaklı yapmak isterseniz kronolojik sıralamaya da göz atabilirsiniz:
- Dune: Prophecy (2024)
- Dune (2021)
- Dune: Part Two (2024)
- Dune (1984)
- Frank Herbert’s Dune (2000)
- Dune: Part Three (2026)
- Frank Herbert’s Children of Dune (2003)
- Jodorowsky’s Dune (2013)
Şimdi Dune’un sinema ve televizyondaki macerasına geçiyor ve tüm maddeleri yapım yıllarına göre listeliyoruz.
Dune (1984)
Her ne kadar yayımlandığı ilk günlerden itibaren böyle bir beklenti yaratılmış olsa da Frank Herbert’ün romanının sinemaya ilk uyarlaması 1984 yılında gerçekleşebildi. Üstelik yönetmenlik koltuğunda pek çokları için sürpriz bir isim, o dönem Eraserhead (1977) ve The Elephant Man (1980) ile tanınan ABD’li auteur David Lynch oturuyordu. Arkasındaki dev okur kalabalığı ve büyük tanıtım stratejisine rağmen Lynch’in Dune’u (1984) sinema tarihine epik bir başarısızlık olarak geçti. İlk coşkunun geçmesinin ardından film gişede tam anlamıyla battı ve ilgi görmedi.
Şunu en baştan ifade etmek lazım ki Frank Herbert’ün romanı felsefi, politik ve psikolojik derinliği üst seviyede, oldukça da hacimli bir eser. Dolayısıyla bir çırpıda sinemaya uyarlanması oldukça zor. Bunu ilerleyen maddelerde de sıklıkla göreceğiz. David Lynch’in Dune’u da bu sorunu fazlasıyla yaşıyor. Bütün bir anlatı 2 saat 17 dakikaya sığdırılmaya çalışıldığından romanın derinliğine asla ulaşamıyoruz. Buna bir de David Lynch gibi vizyoner bir yönetmenin istekleriyle büyük bütçeli ana akım bir film yapma gayretindeki stüdyo arasındaki uyuşmazlığı ekleyin. Tahmin edilebileceği gibi hüsranla sonuçlanıyor. Zaten bu film David Lynch’in kendisi de dâhil olmak üzere üreticileri tarafından bir hata olarak nitelendi ve sahiplenilmedi (Lynch, nihai kurgunun kendisine ait olmadığını defalarca dile getirdi). Hatta bu başarısızlık Dune’un üzerine âdeta bir lanet olarak yapıştı ve sinema uyarlaması konusunda cesaret kırıcı bir leke olarak kaldı.
Sonuç olarak Dune, sinema tarihinde gördüğümüz ilk Dune uyarlaması. Elbette bir ilgiyi hak ediyor. Görsel dünya ve David Lynch’in bir miktar başarılı olabildiği atmosfer yaratımı gibi ilgi çekici unsurlar barındırıyor. Bu filmi atlamak sizi büyük bir şey kaybettirmeyecektir ama Dune ve uyarlama macerası ilginizi çekiyorsa buradan başlamak mantıklı olacaktır. Filmi şu sıralar HBO Max üzerinden izlemeniz mümkün.
Frank Herbert's Dune (2000)
David Lynch’in miras bıraktığı Dune’un üzerindeki uyarlama lanetini kırma çabası ilk olarak bir dizi uyarlamasıyla geldi. 2000 yılında yayına giren Frank Herbert's Dune (2000) adlı mini dizi üç bölüm olarak yayınlandı. Ana karakter Paul Atreides’e (Muad'Dib) Alec Newman’ın, onun babası Dük Leto Atreides’e ise William Hurt’ün hayat verdiği mini dizinin yönetmenliğini ise John Harrison üstlenmişti. Frank Herbert's Dune, hem 4,5 saate yayılan süresiyle hem de finansal olarak daha mütevazı bir yapım olmanın da etkisiyle Herbert’ün romanına daha sadık bir yapım olarak dikkat çekiyor. Bunun da hem olumlu hem olumsuz özellikleri var.
Frank Herbert's Dune’un o dönemin seyircisini memnun ettiğini söyleyebiliriz. Syfy adlı kanalın en çok izlenen yapımlarından birisine dönüştü ve bir devam dizisini de doğurdu. Bunun sebebi romanın hayranların David Lynch’in Dune’undan sonra daha hikâye odaklı bir yapımla karşılaşmasıydı. Fakat dizinin oldukça mütevazı bir bütçeyle yapılmış olması prodüksiyon kalitesini de epey aşağı çekti. Görsel ve işitsel atmosfer olarak da geniş bir çalışmaya ihtiyaç duyan Dune evreni bu uyarlamada oldukça yetersiz temsil edildi. O dönem için bile yetersiz olan görsel efektler ve yüzeysel oyunculuklar bugünden baktığımızda iyice göze batıyor. Dolayısıyla bu diziyi izleyip izlememek kendinizi nerede konumladığınıza bağlı. Romanı okuduysanız ya da okumayı düşünüyorsanız Dune uyarlamalarına bu diziyle giriş yapabilirsiniz. Ancak sağlam bir bilimkurgu uyarlaması izleme niyetindeyseniz bu maddeyi de atlayabilirsiniz.
Frank Herbert's Children of Dune (2003)
John Harrison imzalı Dune uyarlamasının başarıya ulaşmasının ardından diziye imza atanlar yeni bir sezonun hazırlıklarına başladı ve bu seri Frank Herbert's Children of Dune (2003) adlı devam romanlarının uyarlamasıyla sürdü. Orijinal romanın devamını getiren Dune Messiah ve Children of Dune kitaplarındaki hikâyeyi takip eden bu yeni sezonda oyuncu kadrosuna sonradan önemli bir kariyere sahip olacak James McAvoy da eklenirken hikâye ilk sezonda olduğu gibi üç bölüme yayılıyordu. Her ne kadar bir televizyon işi olsa da Dune severlerin ortalama üzerinde bulduğu mini dizi, iki sezonuyla da kazandığı Emmy ödülleriyle bu başarısını taçlandırdı.
Eğer Frank Herbert's Dune’u izleyip memnun kalırsanız bu yeni sezonu kesin izlemelisiniz. Çünkü ilk sezonun başarısının ardından bu sezonda bütçenin biraz daha yükseldiğini gözlemleyebiliyoruz. Ayrıca sonradan büyük bir yıldıza dönüşecek James McAvoy da burada kariyerinin erken döneminin önemli performanslarından birini ortaya koyuyor. Ayrıca iki romanı birleştirmesi ve hikâyeyi devam ettirmesi de Frank Herbert's Children of Dune’un başarılı olduğu konular arasında. Ancak bunun hâlâ bir televizyon yapımı olduğunu ve bilhassa prodüksiyon kalitesinin belli bir sınırda kaldığını akılda tutmakta fayda var. Aynı şekilde Dune’dan sonra gelen romanları da okumadıysanız orada olup bitenleri anlamak için mantıklı bir tercih olabilir.
Jodorowsky's Dune (2013)
Şimdi geldik listemizin belki de en ilginç maddesine. Zira bu yalnızca Dune’a meraklı olanların değil sinemaya ilgi duyan hemen herkesin ilgisini çekebilecek bir film. İronik bir şekilde hiçbir zaman çekilememiş bir filmin belgeseli Jodorowsky's Dune (2013). Bir yandan da yukarıda birkaç kez bahsettiğimiz Dune’un sinemaya uyarlanma laneti üzerine bir film olarak da görebiliriz. Şilili yönetmen Alejandro Jodorowsky’nin romana ve onu sinemaya uyarlama konusundaki tutkusuna odaklanan bu belgesel, doğrudan Dune’a dair bir hikâye anlatmasa da Dune’un önemini alternatif bir yoldan anlatması bakımından son derece önemli.
Jodorowsky’nin sınırları zorlayan yaratıcı zihninin sonsuz görünen imkânlarla buluşması sonrası giderek büyüyen bu görkemli proje hiçbir zaman hayata geçirilemedi ve seyirciyle buluşamadı. Oyuncu kadrosunda Salvador Dalí, Orson Welles ve Mick Jagger gibi şaşırtıcı isimlerin bulunduğu, dönemin önemli sanatçılarının karakter tasarımlarında çalıştığı, müziklerini Pink Floyd’un yapacağı bir projeydi bu. Bu film için bir araya gelen ekipler ve onların üretimleri sonradan Alien (1979) gibi tarihe geçecek yapımların ortaya çıkmasına vesile olmuş. Frank Pavich’in bu başarısız yolculuğu takip ettiği belgeseli Jodorowsky's Dune, tüm bunları anlatıyor. Hem şahane bir seyir vaat ediyor hem de son yıllarda sinema üretimine dair yapılmış en ilginç işlerden birini sunuyor.
Şayet bu film ilginizi makers önemli yönetmenlerin tutku projelerine odaklanan They'll Love Me When I'm Dead (2018), Burden of Dreams (1982) ve Hearts of Darkness: A Filmmaker's Apocalypse gibi benzer belgesellere de göz atabilirsiniz.
Dune (2021)
David Lynch’in 1984 yapımı Dune’undan neredeyse kırk yıl sonra, 2021 yılında bir Dune uyarlaması beyazperdede seyirciyle tekrar buluşabildi. Bu zor görevin arkasında ise son dönemin önemli yönetmenlerinden Kanadalı Denis Villeneuve vardı. Başrollerde genç kuşağın en büyük yıldızlarından Timothée Chalamet ve Zendaya’nın yer aldığı, yan rollerde ise Rebecca Ferguson, Oscar Isaac, Jason Momoa, Stellan Skarsgård, Josh Brolin ve Javier Bardem gibi büyük isimleri izlediğimiz bu dev bütçeli film tam on dalda Oscar adaylığı elde etti ve bunların altısını kazandı. Hatta kimileri Dune: Çöl Gezegeni adıyla gösterime giren yeni Dune uyarlamasını The Lord of the Rings’den bu yana yapılmış en büyük epik eser ilan etti.
Denis Villeneuve’ün imza attığı serinin bu ilk filmi Dune’a hak ettiği ölçekte bir film serisi verdi, buna şüphe yok. Hatta Dune serisine başlamak istiyorsanız fakat çok da vaktiniz yoksa buradan başlamak size bir şey kaybettirmeyecektir. Gerek oyuncuların başarısı gerek sektörün ileri gelen isimlerinin oluşturduğu görsel işitsel-dünya takdire şayan. Film bittiğinde üzerinizdeki tozları temizleme refleksi göstereceksiniz. Fakat The Lord of the Rings referansı gibi benzetmeler Dune üzerindeki beklentileri biraz fazla yükseltiyor, bunu da söylemek gerek. Sinema tarihine damga vuracak bir eserle karşı karşıya olduğumuzu söyleyemeyiz belki ama hem David Lynch’in hem de John Harrison’ın uyarlamalarıyla karşılaştırıldığında Denis Villeneuve’ün Dune’u kalite olarak hepsinin üzerinde. 2 saat 35 dakikalık süresi biraz fazla gelebilir belki ama günümüzde bu süreler de epey normalleşmiş durumda. Filme HBO Max kütüphanesi üzerinden erişilebiliyor. Eğer Denis Villeneuve’ü Dune’la tanıdıysanız ve vizyonu ilginizi çektiyse kendisinin Arrival (2016), Sicario (2015) ve Blade Runner 2049 (2017) filmlerine de göz atabilirsiniz.
Dune: Part Two (2024)
Tartışmalar bir yana, Dune’un üzerindeki sinema baskısını rahatlıkla ortadan kaldıran ilk filmin başarısından sonra gelen Dune: Part Two (2024) da o yılın en büyük birkaç sinema olayından birisiydi şüphesiz. İlk romandaki olayların devam ettiği bu devam filminde Dune evreninin önemli unsurlarından Bene Gesserit rahibelerine, mesih anlatısına ve Dune dünyası için ciddi dramatik önem taşıyan Fremen halkına daha fazla yer verilirken evren genişlemeye devam etti. Ayrıca yeni filmde oyuncu kadrosuna eklenen Austin Butler, Florence Pugh, Christopher Walken ve Léa Seydoux gibi isimler de hâlihazırda oldukça görkemli olan Dune kadrosunu daha da derinleştirdi.
Frank Herbert’ün romanının çok katmanlı ve karmaşık yapısının uyarlamalar açısından zorluğundan birkaç defa bahsetmiştik. Bu durum Dune: Part Two’da da hissediliyor elbette. Her biri hikâyede önemli ağırlıkları olan halklar, psikolojik derinliği yüksek karakterler ve uzun erimli anlatılar bir miktar süre talep ediyor ancak bunları kısa bir süreye sıkıştırmak gerekiyor. Dune: Part Two’nun süresi ilk filmin de üzerine çıkıp neredeyse 3 saati buluyor ancak romanları hiç okumamış kişiler için bazı olayları takip etmek epey zorlaşabiliyor. Yine de ilk filmin daha sınırlı dünyasına geniş bir ölçek ekleyen bu devam filmi kesinlikle beklentilerinizi karşılayacak. İyi tasarlanmış, iyi yönetilmiş ve iyi oynanmış bir film var karşımızda. Diğer yandan yapımcılar da bu zorlukların farkında ve Dune evrenini filmlerin ötesine geçen yan anlatılarla desteklemeye başlamış durumdalar. Bir sonraki maddede bunu anlatacağız.
Dune: Prophecy (2024)
Dune evreninin seyirciyle buluşan en taze uyarlaması 2024’te yayına başlayan HBO yapımı Dune: Prophecy (2024-) dizisi. Great Schools of Dune adlı kitaptan uyarlanan ve Bene Gesserit rahibelerinin kökenlerine odaklanan orijin dizisi, Denis Villeneuve’ün Dune evreninin bir uzantısı olarak konumlanıyor. Romandaki olaylardan 10.000 yıl öncesinin anlatıldığı dizinin başrolünde ise Emily Watson yer alıyor. Villeneuve’ün doğrudan dâhil olmadığı projenin başında Alison Schapker yer alırken dizinin ikinci sezon için onay aldığı haberi de duyurulmuş durumda. Bu spin-off dizisinin üçüncü Dune filmi için de önemli bir zemin oluşturması ve hikâyeye gerek enformatik gerek kavramsal açıdan bir arka plan sunması planlanıyor. Dolayısıyla romanları okumadıysanız mutlaka izlemeniz gereken bir yapım bu.
Günümüzde sinema salonlarında başlayıp farklı mecralara yayılan bağlantılı anlatılara fazlasıyla alışmış durumdayız. Başta Marvel olmak üzere pek çok yapım şirketi filmlerin başı çektiği anlatılarda yer alan yan karakterleri ya da arka planda kalan hikâyeleri dijital platformlara üretilen spin-off’lara taşıyor. Dune: Prophecy tam da bu örneğe denk geliyor. Denis Villeneuve’ün Dune serisinin filmler dışındaki ilk ürünü. Bunun devamı başka yapımlarla gelecek mi henüz belirsiz ama Dune: Prophecy’nin ele aldığı konuyu asla küçümsememek gerekiyor. Zira Bene Gesserit rahibeleri Dune anlatısı için kritik bir önemde ve hem bu dünyanın kodlarını deşifre edebilmek hem de başkarakter Paul Atreides’in hikâyesini anlamlandırabilmek için kilit konumdalar. Zaten filmler de bu konudaki eksiklikleriyle haklı olarak eleştirilmişti.
Filmler boyunca bu gizemli güçlere sahip rahibeler kimdir diye merak ettiyseniz kesinlikle hemen başlamanız gereken bir dizi Dune: Prophecy. Farklı yönlerden The Handmaid’s Tale (2017-2025) ve Andor (2022-2025) gibi dizilere benzetmek mümkün. Dizinin ilk sezonunun HBO Max üzerinden izlenebildiğini de hatırlatalım.
Dune: Part Three (2026)
Denis Villeneuve’ün Dune uyarlamasının bir üçleme olması ve üçüncü filmin 1969 tarihli ikinci roman Dune Messiah’ya odaklanması bekleniyor. Yeni filmle ilgili pek çok detay henüz belli değil fakat geçtiğimiz günlerde filmin Dune: Part Three adıyla, 18 Aralık 2026 tarihinde vizyona gireceği duyuruldu. Villeneuve’ün serinin ilk iki filminde olduğu gibi yönetmenlik koltuğunda oturacağı açıklanmış durumda. Oyuncu kadrosunun da aynı şekilde devam edeceğini öngörmek mümkün. Jason Momoa’nın da bu filmle geri dönmesi bekleniyor. Hikâyenin yapısı gereği bazı genç oyuncuların da buraya dâhil olacağı kesin gibi. Kitap serisinin ikinci halkası olma özelliğine sahip Dune Messiah, Paul Atreides’in Muad'Dib ve mesih rolünü üstlenip İmparator olmasından 12 yıl sonrasını anlatıyor. Dolayısıyla yeni filmde de Atreides’in karanlık yönünün daha ön planda olduğu ve karakter dönüşümünün tamamlanacağı yönünde bir öngörü yapmak mümkün.
Denis Villeneuve’ün bu seriyi bir üçleme olarak planladığı ve üçüncü filmin devamını getirmeyeceği büyük ölçüde biliniyor. Fakat serinin haklarını elinde bulunduran Warner Bros’un farklı bir yönetmenle hem film serisine devam etmesi hem de yeni dizi projeleriyle bu evreni genişletmesi olasılıklar arasında. Bu listede başka bir uyarlamada adını andığımız Children of Dune kitabı bu olasılıkların başında geliyor. Ancak bu yönde yapılmış herhangi bir resmî açıklama söz konusu değil. Hep beraber bekleyip göreceğiz.