90’ların sinema dünyasına tam anlamıyla damga vurmuş yapımlardan Evde Tek Başına (Home Alone) serisi çok basit bir fikri merkezine yerleştirir: Ailesinden ayrı düşen bir çocuk tek başına hayatta nasıl kalır? Hem eğlenceli hikâyesi hem de dönemin en büyük yıldızlarından birisine dönüşecek çocuk oyuncu Macaulay Culkin’in performansıyla gündem yaratan ilk Home Alone filmi o kadar başarılı olur ki bir seriye dönüşür.
Home Alone zaman içerisinde o kadar ikonikleşti ki günlük hayatta bir referansa dönüştü. Filmi izlemediyseniz bile en azından bir sohbette şakasının yapıldığını duymuşsunuzdur. Eğer bu merakla yola çıktıysanız doğru yerdesiniz. Bu rehberde 1990 yılından başlayıp çeşitli zaman aralıklarıyla günümüze kadar gelen Evde Tek Başına serisindeki tüm filmleri inceliyoruz. Başlamadan uyaralım: Listemizde filmleri yapım yıllarına göre sıralıyoruz. Filmleri takip ederken üretim yıllarına göre ilerlemek de mantıklı bir seçenek olacaktır. Değerlendirmelerimizde bu konuya yönelik ipuçları ve yönlendirmeler de bulacaksınız.
Home Alone (1990)
Birçoklarına göre tüm zamanların en keyifli Noel filmlerinden birisi olan Home Alone (1990), kalabalık bir ailede yaşayan Kevin McCallister’ın dünyasına götürür izleyiciyi. Telaşlı bir Noel seyahatinin karmaşası arasında ailesinin yanlışlıkla evde unuttuğu Kevin, tatil boyunca evde tek başına kalacak ve çeşitli maceralar yaşayacaktır. Bu o kadar başarılı bir formül olur ki kendi başına formatlaşır ve tekrar tekrar anlatılan bir hikâyeye dönüşür. Gişede büyük başarı elde eden ve başroldeki Macaulay Culkin’e dünya çapında bir şöhret kazandıran filmi bugün bulunduğu mertebeye yerleştirense yıllar içerisinde yaygınlaşacak televizyon gösterimleri olacaktır.
Home Alone’u başarılı yapan şey, Macaulay Culkin’in şahane performansının yanı sıra hemen her çocuğun hayallerinden birini gerçek kılmasıdır aslında. Ailesiyle birlikte yaşayan bir çocuğun birkaç günlüğüne evde tek başına kalması ve her istediğini yapabiliyor olması rüya gibidir. Öte yandan Kevin’ın bu süreçte başına gelenler ise evhamlı ailelerin endişelerini haklı çıkarır. Herkesi haklı çıkarmayı başaran ve hızla zamansızlaşan o ana akım filmlerden birisidir Home Alone. Hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden tarzıyla ailenizi bir araya toplayabilecek seçeneklerden biri. Bu ilk filmi izlerken Shrek (2001) gibi bir animasyon klasiğini ya da Harry Potter serisini izlerken hissettiğiniz kapsayıcılığı burada da bulacaksınız. Seriyi izlerken mutlaka bu filmden başlamanız gerektiğini ve filmin Disney+ üzerinden izlenebildiğini de not düşelim.
Home Alone 2: Lost in New York (1992)
Home Alone’un büyük başarısı elbette kısa sürede bir devam filmiyle taçlanır. Yönetmen Chris Columbus ve senarist John Hughes’un yanı sıra Macaulay Culkin başta olmak üzere ilk filmdeki oyuncu kadrosunun da korunduğu bu devam filminde benzer bir hikâye akışı takip edilir. Kevin, benzer şekilde bir Noel tatili seyahati sırasında ailesinden ayrı düşer ve bu kez tek başına New York’ta bir maceraya atılır. İlk filmde olduğu gibi büyük gişe başarısı yakalayan Home Alone 2: Lost in New York (1992) bu ruhu hem genişletiyor hem de yeni bir düzlemde devam ettiriyor.
İlk filmi sevdiyseniz ikinci filmi de kesinlikle izlemelisiniz. Burada yakaladığınız hisleri ikinci filmde de sürdürmeniz neredeyse garanti. Zaten ikinci film de en az ilk film kadar meşhurdur. İlk filmin “evde tek başına” formülü bu kez bir miktar dönüşüm geçirir ve olayları şehre, özgürlüğe taşır. Bu yönüyle ikinci film de ilki kadar klasikleşir. Televizyonu açtığınızda tesadüfen karşınıza çıkabilecek, şöyle bir bakarken dünyasına kapılıp sonunu getirebileceğiniz filmlerdendir Home Alone 2: Lost in New York. Tam 2 saatlik süresiyle bir akşamınızı keyifle geçirmenin garanti yollarından birisi olabilir. İlk film gibi Disney+ üzerinden izlenebilen film size aradığınızı verecek, buna hiç şüphemiz yok.
Home Alone 3 (1997)
Şimdi burada sizi bir tercih bekliyor. Zira Home Alone serisini ilk iki film ve diğerleri olarak ayırmamız gerek. Bunun sebebi de çok açık: Serinin yıldızı Macaulay Culkin oyunculuğa ara vermesi nedeniyle Home Alone 3’ten (1997) itibaren seriden ayrılır. Ayrıca ilk iki filmde görev yapmış yönetmen Chris Columbus da bu filmde yer almaz. Dolayısıyla üçüncü filmde farklı bir yol tercih edilir. Culkin’in yerini Alex D. Linz’in aldığı Home Alone 3’te bu kez 8 yaşında bir çocuk Kuzey Koreli bir terörist gruba karşı mücadele verir.
Home Alone o kadar popülerleşmiş bir seri ki bu eksiklere rağmen vizyona girdiği 1997’de gişe başarısı elde etmişti. Filmin çok başarısız olduğunu söylemek de mümkün değil ama ilk iki filmin cazibesinin artık kaybolduğunu da söylememiz gerek. Culkin ve Columbus ekseninde gelişen seri burada onun tekrarına dönüşür biraz. Dolayısıyla ilk iki filme hayran kaldıysanız bu filme de bir şans verebilirsiniz (Home Alone 3’ün de Disney+ üzerinden yayında olduğunu ekleyelim) ama şüpheleriniz varsa Culkin’in o dönem yıldızlaştığı bir başka film Richie Rich’i (1994) ya da Beethoven (1992) gibi bir başka 90’lar klasiğini de tercih edebilirsiniz.
Home Alone 4 (2002)
Serinin dördüncü filmi Home Alone 4 (2002) bu kez doğrudan bir televizyon filmi olarak projelendirilir. Kevin başta olmak üzere orijinal serideki karakterlerin geri döndüğü fakat oyuncu kadrosunun baştan aşağı tekrar değiştiği televizyon filminde Noel tatilinin nasıl geçirileceği sorusu Kevin’ı azılı düşmanlarıyla yeniden karşı karşıya getirecektir. 2002 yılında The Wonderful World of Disney adlı antoloji içerisinde yayınlanan Home Alone 4’un serinin en kötü filmi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kevin ve ailesini geri getirme çabası tamamen farklı oyuncu kadrosu sebebiyle asla işlemez. Seriyi ilginç hâle getiren sıcak atmosfer ve eğlenceli senaryonun yerinde de yeller eser. Buna bir de düşük prodüksiyon kalitesi ve serinin hikâye akışını yok sayan tutarsızlıklar eklenince Home Alone 4 bir faciaya dönüşür.
Serinin tamamını izlemek gibi bir görev edindiyseniz Home Alone 4 da Disney+ üzerinden izlenebilen yapımlar arasında. Fakat eğer biraz daha seçici davranmak istiyorsanız bu filmi atlayabilirsiniz. Sonraki devam filmlerini izlerken pek bir şey kaybetmeyeceğiniz gibi seyir zevki bakımından da pek endişe etmenize gerek yok. Zaten serinin hayranlarının bile pek kabullenmediği, hatta adını seri içerisinde geçirmeyi reddettikleri bir film bu. Sinema tarihinde orijinal filmin kalitesinin çok altında devam filmleri defalarca görülmüştür. İnsanın aklına Jaws: The Revenge (1987), Mean Girls 2 (2011) ve Son of the Mask (2005) gibi örnekler geliyor. Home Alone 4’u da bu listeye ekleyebiliriz.
Home Alone: The Holiday Heist (2012)
Home Alone 4 faciasından sonra yeni bir Home Alone filminin gelmesi on yıl sonra gerçekleşir. Serinin beşinci filmi Home Alone: The Holiday Heist (2012) yine bir televizyon filmi olarak bu kez bambaşka karakterlerle kurgulanır. Filmde serinin diğer filmlerine benzer şekilde 10 yaşında bir çocuğun evi soymaya çalışan bir grup hırsıza karşı mücadele vermesini izleriz. Serinin temel unsurlarını devam ettirirken öte yandan pek çok yenilik de sunmaya çalışan film Home Alone 4 kadar olmasa da pek başarılı bir görüntü sunmaz. Christian Martyn’in hayat verdiği başkarakter sempatik bir görüntüye sahiptir, ilk iki filmi hatırlatan bazı ilginç hikâye parçaları da mevcuttur ama Home Alone: The Holiday Heist da pek yüksek bir kaliteye sahip değildir.
Home Alone serisi özellikle üçüncü filmden sonra eski gücünü bulmakta zorlandı. Home Alone: The Holiday Heist bu durumu değiştirebilen bir film değil açıkçası. Ancak Home Alone 4 kadar yetersiz olduğunu da söyleyemeyiz. Atlasanız pek bir şey kaybetmeyeceğiniz bir film bu sonuç olarak. Seriyi çok sevenler için bu klasik ruhun 2010’lu yıllara taşınması bakımından nostaljik bir tatmin de verebilir. Öte yandan 1 saat 27 dakikalık süresiyle göz korkutan bir uzunluğa da sahip değil. Home Alone: The Holiday Heist da serinin diğer filmleri gibi Disney+’ta gösterimde.
Home Sweet Home Alone (2021)
Yapımcıların Home Alone ruhunu canlandırmak için çabaları son filmden dokuz yıl sonrasında yine bir meyve verir. Bu kez de hikâyeyi 2020’li yıllara taşıyan, serinin altıncı filmi Home Sweet Home Alone (2021) doğrudan Disney+’ta gösterime girer. Klasik Evde Tek Başına formülünü takip eden filmde bu kez de bir çocuğun eve girmeye çalışan bir çifte karşı mücadele vermesini izleriz. Başrolde Jojo Rabbit (2019) filminde de rol almış çocuk oyuncu Archie Yates yer alır. Film eleştirmenlerden epey düşük notlar alırken bazıları tarafından göre Disney+’ın en kötü orijinal filmi olarak tanımlanır.
Açıkçası bu yorumlara katılmamak çok zor. Hatta bu filmi Home Alone serisine çakılan son çivi olarak görmek mümkün. Zira yapılan son üç filmde felakete yakın sonuçlar yaşandığından ve filmler hem eleştirmenlerin hem de seyircinin tepkisini çektiğinden seri heyecanını tamamen yitirmiş durumda. Yeni bir Home Alone filmi gelir mi bilinmez ama Home Sweet Home Alone’u çağımızın yeniden çevrim ve devam filmleri furyasının başarısız örneklerinden biri olarak sınıflandırabiliriz. Bu filmi de atlamanız size çok büyük bir şey kaybettirmeyecektir.