Girls (2012-2017) dizisiyle ismini duyuran Lena Dunham’ın, eşi Luis Felber’le birlikte kaleme aldığı Too Much (2025), geçtiğimiz günlerde Netflix üzerinden gösterime girdi. Dizinin başrollerini, Hacks (2021) dizisiyle ünlenen Megan Stalter ve son olarak A Real Pain (2024) ve The White Lotus (2021) gibi yapımlarda izlediğimiz Will Sharpe paylaşıyor.
Trajik bir ayrılık sonrası New York’tan Londra’ya taşınan Jessica ve yeni tanıştığı Felix isimli müzisyen arasındaki ilişkiye odaklanan yapım, “makul olmayan” kadınlık hallerini tartışmaya açan, eğlenceli bir romantik komedi. Eğer Too Much’ı sevdiyseniz listemizdeki bu 8 dizi tam size göre. Bu dizilere dair merak ettiğiniz detayları rehberimizden inceleyebilir, Türkiye’deki farklı streaming seçenekleriyle ilgili aradığınız her türlü bilgiye ulaşabilirsiniz.
Girls (2012-2017)
Kadınlık hallerine olabildiğince sahici ve yakından bir bakış atan Lena Dunham imzalı Girls (2012-2017) ve The Sex and the City (1998-2004) ve Gossip Girl (2007-2012) gibi “şehirli kadın” dizilerini sınıfsal ve ideolojik olarak tepetaklak eden bir anlatıya sahipti. Başrollerinde Lena Dunham, Allison Williams, Jemima Kirke, Zosia Mamet ve Adam Driver’ın yer aldığı dizi, yazar olmaya çalışan genç bir kadının arkadaşlıklarına ve romantik ilişkilerine odaklanıyordu. Dunham’ın hayatından otobiyografik öğeler de taşıyan HBO imzalı dizi, beyazperdede ve televizyonda sürekli idealize edilen kadınların hayatlarına gerçekçi ve zaman zaman karanlık bir bakış atıyordu. Komedi dalında bir Altın Küre Ödülü de bulunan Girls, tüm zamanların en iyi televizyon işlerinden biri olarak görülüyor.
Fleabag (2016-2019)
Bir kez daha kadınlık hallerinin anlatılmayan ve karanlık taraflarına bakan Fleabag (2016-2019), yakın dönem televizyon tarihinin öne çıkan işlerinden biri. Yaratıcılığını ve başrolünü Phoebe Waller-Bridge’in üstlendiği yapım, dördüncü duvarı yıkan üslubu ve uçlarda gezinen sivri mizahıyla dikkat çeken, sıradışı bir “tek kişilik şov”. Dizinin iki sezonu boyunca tek başına bir kafe işletmeye çalışan ve hem arkadaşlık ve kardeşlik hem de romantik ilişkilerinde sorunlar yaşayan “isimsiz” kahramanımızı takip ediyoruz. Oyuncu kadrosunda Andrew Scott ve Olivia Colman gibi isimlerin de yer aldığı ve hem Emmy hem de Altın Küre ödülü kazanan dizi, “post-feminist” komedi türünün öncü işlerinden biri olarak görülüyor.
The Marvelous Mrs. Maisel (2017-2023)
Başrolünde son olarak Superman’de (2025) Lois Lane rolünde izlediğimiz Rachel Brosnahan’ın yer aldığı The Marvelous Mrs. Maisel (2017-2023), kocası tarafından beklenmedik bir şekilde terk edilen ve bu sayede komedi yeteneğini keşfeden bir ev kadınına odaklanıyor. Amazon Prime yapımı dizinin yaratıcılığını ise Gilmore Girls (2000-2007) ve Bunheads (2012-2013) dizileriyle tanıdığımız Amy Sherman-Palladino üstleniyor. Hem dizi hem de oyunculuk dallarında Emmy ve Altın Küre Ödülleri kazanan yapım, 1950’lerin New York’unu ele alış şeklinin yanı sıra stand-up komedisiyle dizi formatını harmanlayan trajikomik mizahıyla öne çıkıyor. Mrs. Maisel’ın kendini keşfetme yolculuğu üzerinden eğlenceli bir “büyüme” ve güçlenme hikâyesi anlatan dizi, özellikle Too Much’ta da olan ayrılık sonrası “yıkılmadım ama ayaktayım” hikâyelerini sevenler için biçilmiş kaftan.
Dollface (2019-2022)
Başrolünde 2 Broke Girls’le (2011-2017) ünlenen Kat Dennings’in yer aldığı Dollface (2019-2022), bir kez daha başrole kadınları taşıyan Hulu yapımı bir komedi. Yaratıcılığını Sweethearts (2024) ve Freakier Friday (2025) gibi yapımlarıyla tanıdığımız senarist Jordan Weiss’ın üstlendiği dizi, erkek arkadaşı tarafından terk edildikten sonra kendine yeni bir hayat kurmaya çalışan Jules Wiley’e odaklanıyor. Arkasında bıraktığı hayatına yeniden dönüp bakmak durumunda kalan Jules, arkadaşlığın ve kızkardeşliğin önemini bir kez daha anladığı, trajikomik durumlarla örülü bir “iyileşme” yolculuğuna atılıyor. Jules’un arkadaşları rolünde Brenda Song, Shay Mitchell ve Esther Povitsky’yi izlediğimiz Dollface, özellikle oyuncular arasındaki uyum ve yer yer klişelerden de beslenen gündelik mizahıyla dikkat çekmişti.
Emily in Paris (2020-)
Netflix’in en sevilen romantik komedi dizilerinden Emily in Paris (2020-), tıpkı Too Much’ta olduğu gibi iş için Avrupa’ya taşınan bir Amerikalının hikâyesine odaklanıyor. Lily Collins’in canlandırdığı kahramanımız Emily Cooper, Paris’e taşınan bir pazarlama uzmanı. Bir Fransız şirketinde işe başlayan Emily, bir yandan Paris’i olabildiğince “turistik” bir edayla deneyimlerken, bir yandan da Fransızlara “Amerikan tarzı” pazarlamanın inceliklerini gösteriyor. Son olarak beşinci sezonunun da onaylandığını öğrendiğimiz dizi, Avrupalılara ve özelliklere de Fransızlara dair ürettiği stereotipik imgelerle eleştirilse de, özellikle Amerikalı seyirciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Kolay takip edilen anlatısı ve “egzotik” görsel dünyasıyla hızla platformun en popüler işlerinden birine dönüşen Emily in Paris, şehre dair klişeleri de yine popülist bir yerden yeniden üretiyor.
Feel Good (2020-2021)
İlk olarak İngiliz televizyon kanalı Channel4’da yayınlanan ve dağıtımını Netflix’in üstlendiği Feel Good (2020-2021), Too Much gibi romantik ilişkilere odaklanan yarı-otobiyografik bir komedi. Dizinin yaratıcılığını başrolde de yer alan Kanadalı komedyen ve oyuncu Mae Martin üstleniyor. Martin, dizinin başrolünü Ghosts (2019-2023) ve Fresh Meat (2011-2016) gibi televizyon dizileriyle tanınan Charlotte Ritchie’yle paylaşıyor. Dizide Mae’nin kurmaca bir versiyonu olan aynı adlı komedyenin hikâyesini izliyoruz. Bir stand-up performansı sonra George isimli bir kadınla tanışan Mae, kendini karmaşık ve zor fakat aynı zamanda iyileştirici bir ilişki içinde buluyor. Hem romantik ilişkilere hem de madde bağımlılığına dair gerçekçi fakat şefkatli yaklaşımıyla öne çıkan yapım, psikolojik derinliği yüksek karakterleriyle dikkat çekmişti.
Love Life (2020-2021)
Romantik komedi türündeki Love Life (2020-2021), her sezonunda bir başka karakteri takip eden, ilginç bir antoloji dizi. Oyuncu kadrosunda Anna Kendrick, Zoë Chao ve Jessica Williams gibi isimlerin yer aldığı yapım, odağına aldığı karakterin izinden bir tür "romantizm kronolojisini" takip ediyor. Her sezonu bir karakterin ilk romantik macerasından başlayıp, son ilişkisiyle bitiriyoruz. Bu yolu izleyerek aşka ve romantik ilişkilere dair çeşitli toplumsal ve psikolojik tespitlerde bulunan dizi, karakterlerinin “hayatının aşkını” bulma yolculuğuna, onlara ne istediğini ve kim olduğunu bulmasında yardımcı olan yan karakterleri de dahil ediyor. HBO Max’da yayınlanan dizi, yeteri kadar izlenme sayısına ulaşamadığı için yalnızca iki sezon sonrasında iptal edilmişti.
Beef (2023)
Bu listede sıraladığımız işler içinde belki en romantik olmayan ve en ayrıksı yapım, başrollerini Steven Yeun ve Ali Wong’un paylaştığı Netflix imzalı Beef (2023). Biri “toksik olumlama”yla kafayı bozmuş olan kocasıyla geçinmeye çabalayan, diğeri ise bir baltaya sap olamamış kardeşiyle yaşayan iki karakteri merkezine alan Beef, ikili arasındaki intikam, şiddet ve gerilim dolu - ama bir o kadar da “sahici” olan - ilişkiye odaklanıyor. Tüm karakterlerine aynı mesafeden yaklaşan ve sinik mizahıyla öne çıkan dizi, ilişkilere ve sınıf ayrımının günümüz dünyasındaki maskelenmiş hâllerine sert bir eleştiri getiriyor. Dizi, özellikle ahlaki olarak gri bölgelerde gezinen ve ideal temsillerden oldukça uzak karakterleriyle Lena Dunham’ın işlerini fazlasıyla anımsatıyor.
Too Much benzeri diziler Türkiye’de nereden izlenebilir?
Too Much’ı sevdiyseniz ve benzer tarzdaki dizileri nereden izleyebileceğinizi merak ediyorsanız doğru adrestesiniz. JustWatch ekibinin hazırladığı bu rehberi inceleyerek çeşitli streaming platformlarındaki kiralama, satın alma ve abonelik hizmetlerinden dilediğinizi seçebilirsiniz.